2022 Erken Aşama Kategorisi Kazananı
2022 İleri Aşama Kategorisi Kazananı
Kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine başlama olanağı sağlar.
Eğitim programlarında öğrencilerin kariyerine hızlı başlayabilmeleri için sahip olmaları gereken teknik uzmanlığa ulaşmaları adına, gerçek projeleri hayata geçirerek sektöre dair tecrübe edindirir.Öğrenciler eğitimleri boyunca sadece teknik becerilerini değil, kariyerler boyunca gerekli olacak sosyal yetkinlikleri de kazanmaları için özgüven eğitimleri de verir.Program boyunca öğrencilere UP School Mezunları mentorlük sağlar. Her hafta hem mentorleri hem de diğer öğrencilerle bir araya gelerek birbirlerini geliştirmeye devam ederler.
Tüm eğitim sürecinde öğrencilerin işe yerleşmesine yardımcı olacak kariyer adımlarını atmaları için iş dünyasından deneyimli kişiler CV, Mülakat eğitimleriyle destek olur.Ayrıca teknolojide önde gelen şirketlerde başarılı işlere imza atmış mentorlarla bir araya gelerek onların tecrübelerinden faydalanırlar.
2022 İş Birliği Kategorisi Kazananı
2022 Gençlik Kategorisi Kazananı
2022 Erken Aşama Finalistleri
neden gönüllülük yapmadıkları sorusuna ise finansal sebeplerin arkasından “projelerden
yeterince haberdar” olamamak yanıtını ilk sırada veriyor. Tüm bu süreçte ise ülkemizde ve
globalde kurumsal sosyal sorumluluk pazarı %50 büyüme gösterdi. Markaların gençlere
daha efektif yollardan ulaşmaya ihtiyacı var.
İşte tam da bu noktada Coridor, markaların kurumsal sosyal sorumluluk projelerini gençlerin
gerçekleştirdikçe ödüller kazanabileceği görev noktaları haline getiriyor ve her yerden
erişilebilir bir gönüllülük deneyimi sağlıyor. Gençler projelere katıldıkça biriktirdikleri
puanlarını köy okulları için kitap bağışına dönüştürebiliyor, liderlik tablosunda yükseldikçe
staj imkanları gibi ödüller kazanabiliyorlar.
Kurumlar ve gençler arasında etki odaklı bir “coridor” oluşmasını hedefleyen ekip aynı
zamanda Güçlü İyilik adında, yaş ortalaması 20,5 olan 38 ile yayılmış 250 kişilik büyük bir
topluluğa sahip. Bu topluluk ile Anadolu’da yerel problemler için etki odaklı projeler tasarlıyor
ve farkındalık odaklı dijital içerikler üretiyorlar.
Geri dönüşüm oranımız sürdürülebilir bir dünya için oldukça yetersiz. Dünya’da %13 olan geri dönüşümün ekonomi, çevre ve sağlık üzerinde ciddi etkileri var.
Tekrar hayatımıza bir materyal olarak girmeyen atıklar bize ve pek çok canlıya yediğimiz besinler içtiğimiz sular aracılığıyla tehlike olarak geri dönüyor. Bugün maalesef anne sütünde, kanımızda ve iki balıktan birinde plastik bulunuyor.
Yapılan araştırmalarda ve yayınlanan raporlamalarda ise, geri dönüşüm zincirinin en zayıf halkasının bizlerden atıkların doğru şekilde toplanamaması olduğu görülüyor. Bu yüzden biz, atıklara kaynağında yön veren insan davranışlarına odaklanıyoruz.
Hedefimiz sürdürülebilir yaşam tarzı için pek çok davranış değişimini yaratmak. Bu yüzden GateZero’yu bir sürdürülebilirlik platformu haline getirmeyi hedefliyor ve bu yaşam tarzı için gerekli davranış değişimlerini yarattığı bir dünya hayal ediyoruz.
Ön Değerlendirme Sürecini Geçen İleri Aşama Adayları
2022 İleri Aşama Finalistleri
ecoDrone; küresel iklim krizine karşı öncelikli ulaşılması zor alanlara tohum ve tohum topu atışları gerçekleştirerek, ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarına destek veren insansız hava araçlarıdır.
ecordingApp; Dünya yararına verilen görevleri doğruladığınızda, küresel iklim krizine karşı harekete geçerken, edindiğiniz ecoPuan’lar ile de kendinizin ve Dünya’nın ihtiyaçlarını karşıladığınız mobil uygulamadır.
BM verilerine göre moda endüstrisi, tekstil ve hazırgiyim sektörü dünya sera gazı emisyonlarının yüzde %10’nunu üretmektedir. Hayvancılık sektörü ise dünyadaki sera gazı emisyonlarının %18’inden ve amazon ormanlarındaki yıkımın % 91’inden sorumludur. Çiftlik hayvanları dünyamız üzerindeki alanların %50’ten fazlasını işgal etmiştir. Bu durum ise dünyanın üçte birinin çölleşmesine neden olmuştur. Aynı zamanda bu sektör dünya üzerindeki su kaynaklarının %20-33 ünü kullanmaktadır.
İklim krizi ile savaştığımız bu dönemde hayvan derisi endüstrisi ise; metan emisyonu artışı, biyoçeşitliliğin yok olması, ormansızlaşma, aşırı su ve kaynak tüketimi, hayvan katliami, toksik ve kanserojen madde kullanımı vs gibi birçok problemi beraberinde getirmektedir. Suni deriler ise içerisinde pu ve pvc içermesi sebebiyle kesinlikle sürdürülebilir değil ve çevreye zararlı bir deri alternatifidir. Dolayısıyla başta moda ve tekstil endüstrisi olmak üzere dünyamızın materyal bazında bir biyo devrimine ihtiyacı vardır.
Bu noktada inovasyonumuz Xylozen™, biyo devrimin Türkiye ve dünyadaki öncülerinden olan Gozen Institute olarak, geleceğe doğru attığımız ilk adımın sembolü olarak dünyaya gelmiştir. Bünyemizdeki laboratuvarımızda hammadde olarak hayvansal içerik ya da petrol bazlı içerikler yerine, mikroorganizmalar, %100 bitkisel ve doğal içerikler kullanılarak geliştirilmiş %100 ekolojik ve vegan, toksik kimyasalsız, üretiminde yüzbinlerce litre suya gerek duymayan, çevreyi kirletmeyen ve doğanın döngüsüne uyumlu bir biyomateryaldir.
Xylozen™ gezegenimizi koruyan uygulanabilir bir çözüm olarak %99 daha az arazi, %96 daha az su tüketimini ve hayvan hastalıkları olmadan %96 daha az sera gazı salınmasını ve hayvan zulümlerinin engellenmesini destekleyen iklim pozitif yeni nesil materyaldir. Girişimimiz inovasyonumuz Xylozen™ sayesinde, Hello Tomorrow tarafından, 4000 başvuru ve 115 ülke içerisinden 'derin teknoloji’ öncüsü seçilmiştir.
Kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine başlama olanağı sağlar.
Eğitim programlarında öğrencilerin kariyerine hızlı başlayabilmeleri için sahip olmaları gereken teknik uzmanlığa ulaşmaları adına, gerçek projeleri hayata geçirerek sektöre dair tecrübe edindirir.Öğrenciler eğitimleri boyunca sadece teknik becerilerini değil, kariyerler boyunca gerekli olacak sosyal yetkinlikleri de kazanmaları için özgüven eğitimleri de verir.Program boyunca öğrencilere UP School Mezunları mentorlük sağlar. Her hafta hem mentorleri hem de diğer öğrencilerle bir araya gelerek birbirlerini geliştirmeye devam ederler.
Tüm eğitim sürecinde öğrencilerin işe yerleşmesine yardımcı olacak kariyer adımlarını atmaları için iş dünyasından deneyimli kişiler CV, Mülakat eğitimleriyle destek olur.Ayrıca teknolojide önde gelen şirketlerde başarılı işlere imza atmış mentorlarla bir araya gelerek onların tecrübelerinden faydalanırlar.
Ön Değerlendirme Sürecini Geçen İş Birliği Adayları
2022 İş Birliği Finalistleri
“Geç Olmadan” projesi, iklim krizi ve sürdürülebilirlik bilincinin yaygınlaşması amacıyla 19 ayrı ilde toplam 1988 genç ile gerçekleştirildi.
Programa katılan gençler alanında uzman eğitmenlerden “İklim ve Sürdürülebilirlik” ve “Sürdürülebilir Düşünce” eğitimlerini aldılar.
Bu eğitimlerde, ‘İklim krizi nedir?’, ‘İklim krizinin önemi , ‘İklim krizine karşı bireysel/toplumsal olarak yapabileceklerimiz nelerdir?’ , ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı nedir?’ , ‘Sürdürülebilirlik nedir? ve Sürdürülebilir düşünce neden önemlidir’ gibi konularda bilgilendirilerek bilinç sahibi olmaları sağlandı.
Katılımcı genç üniversitelilere, performans sanatçıları tarafından “Yaratıcılık ve Tasarım Odaklı Düşünme” eğitimi de verildi. İnteraktif geçen eğitimde artık birer ‘İklim Elçisi’ olan gençlerimiz, problem/fırsat alanlarını keşfetme, yaratıcı ve yenilikçi düşünme, tasarım bakış açısını geliştirme gibi yetkinlikler kazandılar.
Eğitimler ve atölyelerin ardından gençler küçük gruplara ayrılarak iklim krizine karşı yapılabileceklerle ilgili fikir geliştirdiler. Üç hafta süren fikir geliştirme sürecinin ardından İklim Elçileri projelerini Online Yarışma Günü’nde jüri üyelerine sundular. İklim ve proje geliştirme alanında uzmanlar ile AB Bilgi Merkezi koordinatörünün yer aldığı jürimiz İklim Elçileri’nin projelerini değerlendirdi.
EKOIQ ve Geç Olmadan ortaklığında 5 farklı konuda İklim Buluşmaları serisi düzenlendi.
19 ilde gerçekleştirilen Geç Olmadan programına 1988 üniversiteli genç katıldı. 8 ay süren programın sonucunda 282 proje ortaya çıktı. 15.200 saat süren ve 4 farklı konuda eğitim alan İklim Elçileri 19 ilde iklim için harekete geçti!
Program sonunda İklim Elçileri, kocaman bir topluluğun parçası oldular. Fikirlerini girişimlere dönüştürdüler ve fonlardan destek aldılar.
Geç Olmadan İklim için #HareketeGeç diyoruz!
Amacımız, ev kültürünü kişiye özel olmaktan çıkarıp müşterek bir hayata dönüştürebilmek. Böylelikle yalnızlaşmayı, konaklama problemlerini, toplumsal ötekileştirmeyi, gençlik problemlerini çözmeyi hedefliyoruz.
Barınma ve birarada yaşam mekanları; kamusal alan tasarımları odağında araştırma, savunuculuk, tasarım programları, süreçler geliştiyoruz. Özellikle geliştirdiğimiz “placemaking” çalışmaları ile yerel yönetimler ve yurttaşlar arasında köprü görevini üstleniyoruz. Geleneksel katılımcılık anlayışına katılımcı tasarım pratiklerini kullandığımız, mutualist ilişkilenme pratiklerini yarattığımız katılımcı süreçler oluşturuyoruz. Katılımcılığı tasarlıyoruz!
Türkiye’de karşılaştığımız sivil katılım çalışmalarının anlamlı yurttaş katılım pratiklerindeki eksikliğinden, iklim krizi ile mücadele çalışmalarının kesişiminden yola çıkarak gerçekleştirdiğimiz işbirliğimiz; gençlerin sürdürülebilirlik konusunda kapasitelerini güçlendirmek, yerel karar alma mekanizmalara katılımlarını arttırmak, iklim bilinci yaratmak, geleneksel katılımcılık anlayışına katılımcı tasarım pratiklerini kullandığımız ve mutualist ilişkilenme pratiklerini yarattığımız katılımcı süreçler oluşturmak. Sosyal sorunlara yerel yönetimler ve gençler arasında kolektif, adil ve sürdürülebilir çözümler üretmek için öğrenme ve tasarım yöntemleriyle benzersiz köprüler kurmak.
Maltepe Belediyesi ve İstanbul Planlama Ajansı işbirliği ile gerçekleşen Katılımcı Kentler Programı #sezon04 Maltepe, yurttaşların kamusal tasarım sürecine yönelik sivil katılımlarını arttırmayı, yerel yönetimlerin kamusal tasarım çalışmalarında katılımcı tasarım süreçlerini ilke haline getirmeyi, yaklaşım kazandırmayı amaçlıyor. Program sonunda çıkan müdahale tasarımları; yurttaşların deneyim, bilgi ve yetenekleriyle daha kapsayıcı, işlevsel ve yaşanabilir olması hedeflendi. Program boyunca "Kamusal alanda insanları biraraya getiren iklime dair diyalog ortamlarını nasıl yaratabiliriz?” sorusunun cevabını katılımcılarla birlikte aradık. Program katılımcısı olan yurttaşları sosyal tasarımcı ve değişim öncüleri olarak konumlandırıyoruz.
Seçici Kurul
1992-1993 yılları arasında Çanakkale'nin Çan ilçesindeki Çanakkale Seramik Fabrikaları'nın üretim birimlerinde yönetici adayı olarak çeşitli görevlerde bulundu. 1995 yılında Kale Grubu'nun Pazarlama Şirketleri İcra Kurulu Üyeliği ve Başkanlığına atanarak çalışmaya devam eden Zeynep Bodur Okyay, 2007 yılından bu yana Kale Grubu Başkanı ve CEO'su olarak görevini sürdürüyor. Zeynep Bodur Okyay pek çok sivil toplum kuruluşu, dernek, vakıf ve odanın yönetim kurullarında faal olarak çalışıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanlığı, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkan Vekilliği, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyeliği ve İcra Kurulu Üyeliği, DEİK AB İş Konseyleri Koordinatör Başkanlığı ve DEİK İtalya İş Konseyi Başkanlığı, İtalyan Sanayi ve Ticaret Odası Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Üyeliği aktif olarak üstlendiği görevlerden bazılarıdır. Kale Grubu bünyesinde Türkiye'nin bilim, kültür ve sanat hayatına katkıda bulunarak pek çok faaliyet gerçekleştiren Zeynep Bodur Okyay, Dr. (h.c.) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'nın Başkanlığı'nı da yürütüyor. Zeynep Bodur Okyay, 2015 yılında G20 Türkiye Dönem Başkanlığı altında C20 (Civil Society) Yürütme Kurulu Başkanlığına atandı. Zeynep Bodur Okyay, kurucuları arasında bulunduğu Harvard Mezunlar Derneği'ndeki çalışmaları ile Harvard Üniversitesi'nde Türk Kürsüsü kurulmasına da destek verdi.
Türk-İtalyan ilişkilerine yaptığı katkılar ve hizmetler nedeniyle 2006 yılında İtalyan Devleti tarafından "Caveliere di Lavora" nişanı ile taltif edilen Zeynep Bodur Okyay, 2014 yılında da "Ufficiale Ordine al Merito della Repubblica Italiana" üst düzey devlet nişanını aldı. 2010 yılında Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki ilişkilere bulunduğu katkılardan dolayı "Turkey in Europe" kapsamında verilen Franco Nobili Ödülü'ne layık görüldü. Zeynep Bodur Okyay'a aynı yıl, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Üstün Hizmet Ödülü verildi. İTÜ ve Çanakkale 18 Mart Üniversitelerinden Fahri Doktora ile taltif edildi.
İtalyanca ve İngilizce bilen Zeynep Bodur Okyay evli ve bir çocuk annesidir.
1991-1997 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) Genel Sekreteri, 1997-2020 yılları arasında da Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü olarak çalıştı. 2021 yılı Ocak ayından bu yana Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nda Chief Governance Officer (CGO) olarak görev alıyor.
Türkiye ve yurt dışında birçok sivil toplum örgütüne yönetim kurulu üyesi, danışma kurulu üyesi ve mütevelli olarak hizmet sundu; Bilgi, Boğaziçi ve Koç Üniversitelerinde sivil toplum konusunda dersler verdi. Halen Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nda (TÜSEV) Temsilciler Kurulu Başkanı, Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı ve Ekol Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak; TEMA, TEGV ve BÜVAK’ta ise mütevelli olarak görev alıyor.
“Bana Yönetim Kurulunu Söyle, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim” (2012, YKY), “Ateşin Üstünden Atladım (2016, Özel Yayın), “Az mı Gittik, Uz mu Gittik?” (2017, YKY) ve “Sayın Başkan, Değersiz Üyeler” (2021, Yaz Müzik ve Danışmanlık) kitaplarının yazarı.
Müzisyen Aslı Gökyokuş’la evli; Yaz, Nisan ve Can’ın babası.
Bu inançla, bir etki yatırımcısı olmasına ek olarak, etki yatırımının yaygınlaşması ve yeni modellerinin geliştirilmesi için, şirketler, vakıflar, yatırım fonları, kamu kurumları ve girişimciler ile farklı kapasitelerde çalışmaktadır.
Etki yatırımcılığından önce, Can 2000’lerin başında Dünya Bankası bünyesinde çeşitli ülkelerin finansal piyasalarının gelişmesi ve özel sektör faaliyetlerinin artırılması alanında çalıştıktan sonra Türkiye’de bir kurumsal finansman şirketi bünyesinde şirket evlilikleri ve yapılandırılmış finansman alanlarında, özellikle yenilenebilir enerji projelerine odaklı, yatırım bankacılığı yaptı. Ardından özel sektörde çeşitli üst düzey yöneticilik pozisyonlarında bulundu. 2020 yılından bu yana da bu deneyimlerin tamamını bir arada kullanmasına imkan sağlayan etki yatırımı alanında kurucusu olduğu Alethina Etki Girişimleri Danışmanlık ve kurucularından olduğu Portekiz merkezli ImpactNow 2030 girişim sermayesi fonu şemsiyeleri altında devam etmektedir. Can aynı zamanda Türkiye'nin önde gelen etki yatırımı platformu Etkiyap'ın İcra Kurulu Üyesidir.
Amerika’da St. John’s College’dan felsefe ve bilim tarihi (The Great Books Program) alanında lisans derecesi, University of Pennsylvania (Penn)’ dan de kamu yönetimi ve politik ekonomi alanlarında iki lisansüstü derecesi vardır. St. John’s College’da Hudson Scholar, Penn’de Fels Scholar olarak burslu okumuştur. 2021 yılında Oxford Üniversitesi Said Business School Innovations in Impact Finance Programını tamamlamıştır.
Öğrencilik yıllarında da aktif olarak çalışan Fırat; 2001-2006 yılları arasında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda 6 oyunda sözleşmeli olarak çalışmış, TRT ve özel sektör stüdyolarında bağımsız seslendirme sanatçısı olarak görev almıştır. 2002’de Kültür Bakanlığı katkısıyla Ankara Tiyatro buluşmasını organize etmiş, 2003 yılında Halk Evleri Sanat Atölyesi’nin kuruluşunda ve çalışmalarında yer almıştır.
2005 yılından itibaren birçok sinema, tiyatro ve tv projesinde görev alan Fırat, "BAŞKA DİLDE AŞK", "ATLIKARINCA" ve "BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ" filmlerinin başrolünü oynamakla birlikte senaryolarında da imzası bulunmaktadır.
Öğrencilik yıllarından itibaren aralıksız her yıl Tiyatro sahnelerinde olan, MODA SAHNESİ, Bursa SANATMAHAL ve DASDAS’ın kurucularından Mert Fırat, halen MODA SAHNESİ’nde, "BÜTÜN ÇILGINLAR SEVER BENİ", DASDAS’ta “JOSEPH K.” “WESTEND” ve “DELİ BAYRAMI” oyunları ile seyirci karşısına çıkmaya devam etmektedir.
Bugüne kadar pek çok başarılı projede yer alan Fırat, aynı zamanda Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun düzenlediği “Geleceğin Harmonisi” etkinliği ve Anadolu Sigorta’nın “Bir Usta Bin Usta” projesinin galası gibi bir çok önemli gecede sunuculuk, moderatörlük yapmıştır.
Mesleki alanda özel tiyatroları temsilen tiyatro sektöründeki tüm üretim ve uygulama süreçlerinin iyileştirilmesi ile profesyonelleşmesini hedefleyen, özgün yapısıyla Türkiye’de ve dünyada ilk sosyal kooperatif olan Tiyatro Kooperatifi’nin de yönetim kurulunda yer almaktadır.
Mert Fırat ayrıca, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde ve toplumsal konularda farkındalık yaratan birçok kampanyada yer almıştır. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) bünyesinde yürütülen “Okuyorum Oynuyorum” projesinde Samsun İlkadım Öğrenim Birimi’nde çocuklara tiyatro çalıştırmış, Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu ile 20 ildeki üniversitelerde işitme engelliler kulüpleri kurulması ve bu okullarda işaret dili dersi açılması süreçlerine destek vermiştir. Mor Çatı ile Türkiye’de ensest konularında söyleşilere katılan Fırat, Atlıkarınca filmi ile bu konunun gündeme gelmesinde önemli rol oynamıştır.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şiddet konularında Türkiye ve küresel çaptaki çalışmalarda yer almıştır. Evrensel insan hakları anlayışı çerçevesinde, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını hedefleyen Yanındayız Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi olan Fırat, bu kapsamda, BİANET’in Kadına Karşı Şiddet konusunda yaptığı infografik videoyu seslendirip geniş kitlelere ulaşmasına gönüllü olarak destek vermiştir. Bununla birlikte, Change.org tarafından düzenlenen Özgecan Yasası Kampanyası’nın video yapım sürecinde yer alan Fırat, bu kampanyanın farkındalık filminde rol almıştır. Ayrıca küresel ölçekte devam eden ve Birleşmiş Milletler tarafından başlatılan HeforShe kampanyasına destek vermiştir.
AÇEV, HABİTAT, LÖSEV, çeşitli LGBT ve gençlik örgütlerinin farkındalık kampanyalarında yer alan Fırat, hâlen birçok ulusal kampanya ve faaliyette gönüllü olarak yer alıp destek olmaktadır.
Farklı konulardaki ihtiyaçların, ihtiyaç sahipleri ile ihtiyacı karşılamak isteyen kişiler ve kurumların buluştuğu online platform; www.ihtiyacharitasi.org’un kurucuları arasında yer alan Fırat, projenin tasarlanması, planlanması ve işleyişi konusunda aktif olarak katkı sağlamaktadır.
Sürdürülebilir kalkınma alanındaki gönüllü çalışmaları ile de bilinen Mert Fırat, 2017 yılından bugüne Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (Undp) nın Türkiye’deki ilk iyi niyet elçisidir.
2021 yılında da; Dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimcilik platformu, sistemleri dönüştürme potansiyeline sahip sosyal girişimcileri bir araya getiren ve destekleyen küresel sivil toplum kuruluşu olan Ashoka’nın Fellow’u olmuştur.
Oyunculuk kariyerine bir çok başarılı projede yer alarak devam eden Fırat aynı zamanda kurucusu olduğu; bilet alma deneyimini, öncesi ve sonrasını kapsayacak şekilde yeniden tanımlayan bir sosyal keşif ve paylaşım platformu olan MOBİLET ve Teknoloji, bilim ve sanatın birleşimindeki özgün üretimleri, geçmişi bugünü harmanlayarak oluşturduğu sanatın yeni formunu, dijital sanat eserlerini izleyici ile buluşturan Türkiye’nin ilk dijital sanat ve yeni media müzesi X MEDIA ART MUSEUM için de aktif olarak çalışmaya devam etmektedir.
2011 yılında, Türkiye'nin ilk özel alışveriş sitesi Markafoni grubu bünyesinde, MissPera.com kozmetik sitesinin kurucu ortağı ve Genel Müdürü olarak, şirketin kuruluşunu ve yönetimini üstlendi. 2014 yılında bu girişimdeki hisselerini Naspers Grubuna sattıktan sonra GfK pazar araştırma şirketinde medya ve müşteri araştırmalarından sorumlu direktör olarak göreve başladı. Kurumsal girişimcilik kapsamında Türkiye’nin ilk “tek kaynaktan çapraz medya ölçüm panelini” kurdu ve sayısız proje yönetti.
2018-2021 yılları arasında butik danışmanlık şirketi Provektus’un ağırlıklı olarak finans sektöründeki projelerinde yönetim kurulu seviyesinde stratejik danışmanlık verdi.
2021 yılında Türkiye’nin ilk ETKİ yatırım fonu Founder One Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun Genel Müdürü olarak göreve gelerek fonun kuruluşunu ve yönetimini üstlenmiştir.
İngilizce ve Almanca bilen Ali Şahin, Harvard e-ticaret ve müzakere eğitimleri almıştır.
Dildar Edin, 1993 yılında iş hayatına atıldı. 1997’de Garanti Bankası Kurumsal Bankacılık
Birimi’ne katıldı ve 1999’da Proje Finansmanı Birimi’nin kuruluşunda yer aldı. 6 yıl Birim
Müdürü olarak çalıştıktan sonra, 2006’da Proje ve Satın alım Finansmanı Koordinatörlüğü’ne
getirildi. 25 Kasım 2009’da Kurumsal ve Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür
Yardımcılığı görevine atanan Edin, 2010 yılından beri Sürdürülebilirlik Komitesi Üyeliğini
yürüttü, 2012 yılında mevcut sorumluluklarına ek olarak Komite kararlarını hayata geçirmek
üzere kurulan Sürdürülebilirlik Ekibinin koordinasyonunu da üstlendi.
Edin aynı zamanda, Garanti Yatırım ve Menkul Kıymetler A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkan Vekili
ve Garanti Bank S.A.’da (Romanya) ve Garanti Leasing Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde
bulundu. Bankacılık ve işletmecilik dallarında 29 yıl iş tecrübesi olan Edin, Kurumsal Bankacılık,
Global Piyasalar, Nakit Yönetimi ve Finansal Kurumlar, Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı Strateji,
Analiz ve Koordinasyon, Yatırım Bankacılığı ve Finansmanı ve Sürdürülebilirlik alanlarından
sorumlu oldu.
Ebru Dildar Edin hâlihazırda İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu
Başkanlığı’nı yürütmektedir.
Bu görevin yanı sıra İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Yüzde 30 Kulübü Yönetim Kurulu
görevlerini devam ettirmektedir. Aynı zamanda İstanbul Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Üyesi olarak da görev yapmaktadır.